– Hav.
* Uyandım, uyandım.
– Hav.
* Beğendin, değil mi?
xxx
– Güzel araba.
* Teşekkürler.
– Ne kadar?
* Efendim?
– Araba için ne kadar istiyorsun?
* Satılık değil.
xxx
Herşeyimi kaybettim. O köpek karımdan son hediyeydi.
xxx
– Arabayı nereden buldun?
* Ne fark eder?
xxx
Ne yaptığın değil evlat. Kime yaptığın.
xxx
– O mu hiç kimse?
* O hiç kimse.
– John Wick.
xxx
– Tekrar işe mi döndün?
* Hayır, sadece birkaç işi yoluna koyacağım.
xxx
– Ekibini görevlendir.
* Kaç kişi?
– Ne kadar adamın varsa.
xxx
– İnsanlar geri dönüp dönmediğini merak ediyorlar.
* Evet, sanırım geri döndüm.
xxx
– Çamaşırhaneniz ne kadar iyi?
* Kimse o kadar iyi değildir.
– Bende öyle düşündüm.
xxx
Bu hayatta yaşamaya değecek bir şey yok. Geride kalanların arasına serpilmiş böyle günler var.
xxx
Bilirsin insanlar değişmez. Değişen zamandır.
xxx
Helen öldüğünde, her şeyimi kaybettim. Ta ki o köpek kapımda belirinceye dek. Karımdan son bir hediyeydi o. O anda son bir çıkış bulmuştum. Onun acısına karşı bir fırsat. Ve senin oğlun onu elimden aldı. Onu benden çaldı! Onu öldürdü!
İnsanlar bana, “geri mi döndün?” diye soruyorlardı. Ve benim gerçekten bir cevabım yoktu.
Ama şimdi, evet.
xxx
Bu hayat seni takip eder. Sana tutunur. Yakınındaki insanlara bulaşır.